3. Bölüm: Tunalı'da saklı bir hazine: Orhun Sahaf
- gulfemakturk
- 5 Ara 2022
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 8 Ara 2022
Sevgili Kitapseverler,
Tunalı Caddesi hem karmaşık hem de hareketli doğasıyla Ankara’nın gözbebeklerinden. Her yolu düşenin kendine göre bir mekân bulabileceği bu caddede bizler gibi kitap meraklıları için de herkesin fark etmediği ama çok kıymetli bir dükkân var. Tunalı Pasajı’nın alt katında bulunan bu dükkân Orhun Sahaf. Özellikle nadir ve değerli kitap meraklılarının uğrak mekânı olan bu sahafta farklı zevklere sahip her okura uygun kitap, dergi, plak hatta koleksiyon değeri taşıyan eski eşyalar bulmak mümkün. Biz üç kitapsever yolumuz Tunalı’ya düşmüşken biraz eski kitap karıştırmak bahanesiyle biraz da dışarıdan küçük görünen ama içi bambaşka bir dünyayı andıran bu sahafın hikayesini öğrenmek için yola koyulduk. Bu bulutlu pazar gününde hem Orhun Sahaf’ın sahibi Erdal Özdemir’den hem de bizimle sahafı ziyaret eden diğer misafirlerden sıcacık birer çay eşliğinde çok şey öğrendik. Bizim çok keyif aldığımız bu maceradan satın aldığımız eski baskı kitaplar dışında bize kalanları sizlerle de paylaşmayı kendimize borç biliriz.

Tunalı Pasajı’na girip merdivenlerden inince sağ tarafta karşılıyor bizi Orhun Sahaf. Hem dükkanın içinde hem de dışında yığılmış eski, yeni, yabancı, yerli çeşit çeşit kitap ve dergi yalnızca bizim gibi merak edip gelenlerin değil, oradan geçen herkesin ilgisini çekiyor. İçerideyse hararetli bir sohbet var. Dükkanın müdavimlerinden biri Sevgi Soysal'ın imzalı bir kitabını almak için büyük bir mutlulukla orada.

Ama alışveriş bahane. Erdal Özdemir bir yandan dükkana yeni gelen kitaplarla ilgilenirken bir yandan gerek imzalı kitap piyasasının durumu, gerek değeri artan eski baskı kitaplar biraz da günlük hayat hakkında sohbet ediyor. Bu sohbeti de kulak misafiri olan herkes merakla dinliyor. Kitap sevgisinin dükkan sahibi - müşteri olarak bir araya getirdiği bu iki insanın kendi aralarında konuşmalarını dinlemek bile bizim için oldukça ilgi çekiciydi. Anlıyoruz ki burası yalnızca kitap alınıp satılan bir yerden çok daha fazlası. Burada insanlar kitap sevgisinin altında buluşup yıllar süren dostluklar da kurmuş.

Bir yandan dükkanın karmaşasında Erdal Özdemir'in çalıştığı yeri incelerken bir yandan da bu iki eski dosttan Orhun Sahaf'ın hikayesini dinliyoruz.
Erdal Özdemir, Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat bölümünden mezunmuş. Ankara'da bir lisede edebiyat öğretmenliği yapmakla meşgulmüş. Ancak bu yeterli olmamış. 1997 yılının Aralık ayında içindeki kitap sevgisi ve edindiği 500 kitapla Orhun Sahaf'ı kurmuş. Normalde sahaflık usta-çırak ilişkisi ile yetişerek sahip olunan bir meslek olsa da Özdemir kendi kendine öğrenmiş bu mesleği icra etmeyi.

"Ben buraya ilk gelmeye başladığım zamanlarda dükkan bu kadarcıktı. Sonradan yan tarafa doğru genişledi." diyerek duvar kırılarak yan dükkana açılmış geçiti gösteriyor diğer kitapsever. 1997 yılında 500 kitapla başlamış olan bu serüven şu an 20 bine yakın kitaba ev sahipliği yapan bu kocaman dükkana dönüşmüş zaman içinde.
Eski Osmanlı padişahı portrelerinin altından geçerek adeta başka bir dünyaya giriş yapıyoruz. Burada bizi özellikle yabancı kitaplar ve 1990 yılından önce basılmış tarihe tanıklık etmiş kitaplar karşılıyor.

Geçiş yaptığımız bu dünyada Merve'yi çoktan kitap karıştırmaya başlamış halde yakalıyoruz.
Yabancı dildeki kitapların fazlaca bulunduğu bu tarafta aradığımızı bulabilecek miyiz emin değiliz. Gözümüze dağınık gelen bu kısımda Dostoyevski'nin az bilinen kitaplarından olan Ezilmiş ve Aşağılanmışlar'ın kendi dilindeki basımını ararken öğreniyoruz kendisinin belli bir sistemi olduğunu.

İşte Merve'nin aradığı o kitap - Türkçe'ye Ezilmiş ve Aşağılanmışlar olarak çevrilen Униженные и оскорблённые.
Sohbete daldığımız kitapsever, sahafta belli bir sistemin olduğunu ve bir kitabın bulunması gerekiyorsa Erdal Sahaf'ı bir gün önceden haberdar etmemiz gerektiğini söylüyor.
Sistemini anlamak güç fakat Erdal Sahaf bizi kırmayarak adeta bir sihirbaz gibi kitabı bulup çıkarıveriyor.

Erdal Özdemir dükkanını anlatırken bize koleksiyonunda bulunan değerli nadir kitaplardan biri olan Peçevi Tarihi'ni gösterdi. Kanuni Devri'ni anlatan ve İbrahim Peçevi tarafından yazılmış olan kitabın önemli bir nüshası. Erdal Bey iki renkli kağıt kullanımın baskı için dikkat çeken bir özellik olduğunu belirtti.

Bize gösterdiği ikinci nadir ve değerli kitapsa yaldızlı kenarlara sahip eski bir İncil ve Tevrat. Bu iki kitap da Erdal Özdemir'in keşfedip, değer biçip, bakımını yaptırıp yeni sahibi olacak kitap meraklılarına ulaştırdığı yüzlerce nadir kitaptan yalnızca iki tanesi. Bu iki kitabı bize anlatırken bir yandan da bu mesleğin getirilerinden bahsediyor bize Özdemir. Sahaflık yalnızca kitap alıp satmaktan ibaret değilmiş. Aynı zamanda farklı alanlarda değerli kitaplardan, onların bakımından, bir kitaba değer biçmenin zorlukları ve gerçek ve sahte değerli kitapları birbirinden ayırmanın incelikleri de sahafın sahip olduğu mesleki özelliklerdenmiş.

"Diğer sahaflara göre sahafın satamayacağı kitap olmamalıymış. Sahaflar edindikleri kitapları satmakta tereddüt etmemeliymiş. Ama Erdal Hocamın satmaya kıyamayıp kendi kütüphanesine ayırdığı kitaplar da var" diyor biraz kinayeyle diğer kitapsever Özdemir'in tezgahının arkasını göstererek. Bu hem satıcı hem alıcı bakımından bu çevreye ait olanların kitaplara yalnıza sahip oldukları eşyalar değil, kendi başına değerli ve yüksek rekabetin olduğu değerli varlıklar olarak gördüklerini anlatıyor bizlere.

Comments